Lei Klanının bir öğrencisi olarak Lei Wu Jie, bir kahraman olarak değerini kanıtlamak için sabırsızlanıyor; ancak dövüş sanatları dünyasına yeni girmiş bir acemi olarak, gerçek bir kahraman olma yolu en iyi ihtimalle zordur. Önüne çıkan zorluklardan yılmayan Wu Jei, orada geçireceği zamanın onu olmayı çok özlediği kahramana dönüştüreceğinden emin olarak büyük Xue Yue şehrine doğru yola çıkar. Ne yazık ki, Xue Yue'ye yaptığı yolculuk, Düşen Kar Köşkü'ndeki talihsiz bir aksilikle sekteye uğrar. Villa'nın sahibi olarak Xiao Se, zengin bir hancının tüm görünüşüne sahiptir, ancak hanı açık tutmayı zar zor karşılayabilir. İşiyle boğuşan Xiao Se, müessesesinin genç, özenti bir kahramanın maskaralıkları yüzünden zarar görmesi pek de memnun değildir. Sebep olduğu zararı telafi etmesini talep eden Wu Jei, huysuz Xiao Se'yi yatıştırmanın tek bir yolunu düşünebilir ve bu da onu yanına almaktır. Başka seçenekleri olmayan ikili, kaderin onları ne beklediğine dair hiçbir fikirleri olmadan birlikte yola çıkarlar. Yol boyunca Wu Xin, Sikong Qian Luo, Tang Lian ve Ye Ruo Yi dahil olmak üzere birkaç kişiyle arkadaş olmak. Xiao Se ve Wu Jei çok geçmeden kendilerini hayal bile edemeyecekleri bir maceranın içinde bulurlar. Grup, sayısız tehlikeyle karşı karşıya kalırken, içlerinden birini on yıldan uzun bir süre önce gerçekleşen bir taht savaşına bağlayan bir ipucu izine rastlar. Soru şu ki, gözüpek kahraman halkın lideri olarak hak ettiği yeri almaya hazır ve istekli mi? Ve kardeşlik oradan nereye gidecek?
